Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Kafkas University Journal of the Institute of Social Sciences
Bahar Spring 2019, Sayı Number 23, 1-14 DOI:10.9775/kausbed.2019.001
Gönderim Tarihi: 11.04.2019 Kabul Tarihi: 12.05.2019
GÜRCÜ – TÜRK HALK GÖSTERİLERİ “BERİKAOBA, KEENOBA
VE ORTA OYUNU” ÜZERİNE Georgian - Turkish Folk Shows on “Berikaoba, Keenoba and Orta Oyun”
Sudan ALTUN Arş. Gör. Dr. Kafkas Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
Kafkas Dilleri ve Edebiyatları Bölümü
Gürcü Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
ORCID ID: 0000-0003-0227-4219
Tamar KHVEDELİANİ Prof. Dr. Kafkas Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
Kafkas Dilleri ve Edebiyatları Bölümü
Gürcü Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
ORCID ID: 0000-0002-7728-2558
Çalışmanın Türü: Araştırma
Öz Ülkelerin köklü geçmişleri, geleceğe bırakacakları mirasların habercisidir. Halk
gösterileri o ülkenin gelenek-göreneklerine dair bizlere bilgi vermektedir. Makalede
kökenini halkından alan Gürcü adetlerinden Berikaoba ve Keenoba; Türk Orta Oyunu
üzerinde durulmaktadır. İnsanoğlu çeşitli eğlenceler göstererek, kimi zaman bunu
içselleştirip ritüel haline getirerek kimi zamansa doğaçlama gerçekleştirdiği eylemleri
adlandırma ihtiyacı hissetmiştir. Bu inançla Yaradandan yardım talep etmektedir. Bu
yakarışı dua olarak, mizacı olan bir oyun veya dans olarak kendini göstermektedir. Yeni
doğacak olan hayvanların daha sağlıklı, toprakların daha bereketli, havaların güzel ve
yeni yılın uğurlu olması istenir. Mitolojik farklılıklara rağmen doğanın canlanması,
doğum, ölüm ve yeniden varoluş vazgeçilmez bir gerçektir.
Gürcistan’da çok meşhur olan Berikaoba ve Keenoba oyunları varlığını günümüzde de
sürdürmektedir. Türkiye topraklarında var olan Orta Oyunu ise bir başka halk
gösterisidir. Bu tarz eğlencelerin amacı insanları eğlendirirken o günün koşullarını ve
ihtiyaçlarını bir nevi dile getirmektir. Oyunlarda alay etme, dalga geçme, küçümseme,
aşağılama gibi eylemler kötü olsa da eğlenme, gülümseme, dans etme, paylaşma ve
kaynaşma aslında iyi duygulardır. Her iki toplumunda halk gösterilerinin birer unsurları
olan bu parçalar değerlerin toplamı olarak sergilenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Gürcü Berikaoba, Keenoba, Türk Orta Oyunu, Halk Gösterileri.
Abstract
The deep-rooted history of the countries is the harbinger of legacies they will leave for the
future. Public demonstrations inform us about the traditions and customs of that country.
This article is focused on Georgian Berikaoba and Keenoba with Turkish Orta Oyun.
Mankind showed a variety of fun, sometimes internalized and ritualized, and sometimes
felt the need to name the actions they improvised. He is seeking help from the creator with
this belief. This call for prayer shows itself as a play or dance. The newborn animals are
expected to be healthier, the land is more fertile, the weather is beautiful and the New Year
is auspicious. Despite the mythological differences, the revival of nature, birth, death and
Sudan ALTUN- Tamar KHVEDELİANİ / KAÜSBED, 2019; 23; 1-14
2
re-existence are indispensable.
Berikaoba and Keenoba games, which are very famous in Georgia, continue to exist today.
Orta Oyun is another public demonstration that is existing in Turkey. The purpose of such
entertainments is to entertain people and to express their needs and conditions. In the
games: mocking, scorn, humiliation, such as the activities are bad though; fun, smile,
dance, sharing and fusion are actually good feelings. These parts, which are elements of
public demonstrations in both societies, are exhibited as sum of values.
Keywords: Georgian Berikaoba, Keenoba, Turkish Orta Oyun, Public Performances.
1. GİRİŞ
1.1. Gürcü Halk Gösterileri
Ülkelerin köklü geçmişleri, geleceğe bırakacakları mirasların
habercisidir. Halk gösterileri o ülkenin gelenek-göreneklerine dair bizlere
bilgi vermektedir. Makalede kökenini halkından alan Gürcü adetlerinden
Berikaoba ve Keenoba; Türk Orta Oyunu üzerinde durulmaktadır. İnsanoğlu
çeşitli eğlenceler göstererek, kimi zaman bunu içselleştirip ritüel haline
getirerek kimi zamansa doğaçlama gerçekleştirdiği eylemleri adlandırma
ihtiyacı hissetmiştir. Bu inançla Yaradan’dan yardım talep etmektedir. Bu
yakarışı dua olarak, mizacı olan bir oyun veya dans olarak kendini
göstermektedir. Yeni doğacak olan hayvanların daha sağlıklı, toprakların
daha bereketli, havaların güzel ve yeni yılın uğurlu olması istenir. Mitolojik
farklılıklara rağmen doğanın canlanması, doğum, ölüm ve yeniden varoluş
vazgeçilmez bir gerçektir.
Gürcistan’da birbirinden farklı halk gösteri-oyunları bulunmaktadır:
Berikaoba, Keenoba, Kabaki, Çoganburti, Nadiroba (Avlanma), Krivi
(Boks), Kanat Yürüyüşü, Aşpaşangi, At Oyunu, Deve Oyunu, Köpek, Horoz
ve Deve Dövüşleri, Satranç, Zar Atma vb. Bunlar arasında en tehlikeli oyun
“Ayların Oynaşması”dır. (Rukhadze, 2000, s. 22)
“At ve Deve Oyunları” birbirine çok benzerler. Oyuncular at ve
develeri canlandırmaya çalışırlar, koşarak şakalaşıyorlar. Oyun sırasında
davul-zurna-düdük çalınır. Hem oyuncular hem de izleyiciler eğlenmektedir.
“Kabak” adlı oyun ilginç bir gelenektir. “Kabaki” uzun bir sopaya denir.
Sopa başa bir tas konularak ata binilir. O tası okla veya sopayla düşürmeye
çalışıyorlar. “Aşpaşangi Oyunu” Kabaki oyununa benzer niteliktedir, fakat
orada sadece ok kullanılır. Kadınların en sevdikleri oyun ise Kanat Yürüyüşü
Oyunudur. İki çadır arasında kanat asılarak oyuncular üzerine yürümeye
çalışırlar, oyun nispeten zor fakat çok eğlencelidir. (Rukhadze, 2000, s. 22-
23)
Gürcistan’da avlanma yüzyıllardır çok sevilen bir aktivitedir.
Avlanma, eskiden kralların en çok sevdiği; spor ve sanat dalı olmuştur.
Sudan ALTUN- Tamar KHVEDELIANI / KAUJISS, 2019; 23; 1-14
3
Neden avlanma bu kadar popüler diye bir soru soracak olursak muhtemelen
cevabı çok basittir. Gürcistan küçük bir ülkedir ve daima dış düşmanlara
karşı mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bir Gürcü, savaşmaya her zaman
hazır olmalıdır, onun istirahat etmeye zamanı yoktur. Savaş zamanlarında
savaşıp barış zamanlarında hazırlık içerisindelerdir. Eğlenmek istedikleri
zaman ise avlanmaya giderler. Böylece, daima hazır bir vaziyette olmaları
sağlanır.
1.2. Lazaroba
“Lazaroba” adlı bir oyunu daha vardır. Dünyanın hemen hemen her
yerinde çocuklar kukla oyunları çok severler. İnsanların inanışlarına göre
kuklaların sihirli özellikleri vardır. Bildiğimiz gibi, iyi bir hasat için orta
dereceli sıcaklık ve yağmur vazgeçilmezdir. Bu yüzden, yüksek sıcaklıklar
olduğunda toprak ve içindeki tohumlar kurur. Onun için yağmur gereklidir.
Fazla yağmur olduğunda ise topraktaki tohumlar çürür. Dolayısıyla güneşli
hava gereklidir. “Lazaroba” geleneği de bu doğa olaylarıyla ilişkilidir. Su ile
birbirini ıslatma oyunudur.
“Su Sıçratma” efsanesi Ay yavruları olan Eliya ve Lazare ile
alakalıdır. (Rukhadze, 2000, s.25) Lazare pekiyi kalpli biri olup çiçeklere
ve çimenlere bol bol yağmur yağdırır fakat o uyuduğunda dünyada tekrardan
kuraklık baş gösterir. Kuraklık olduğunda köyün gençleri Lazare kuklasını
yapıp evleri dolaşmaya başlarlar ve şu içerikli şarkı söylerler:
“Aman, Lazare, Lazare!
Dayandı kapıya Lazare,
Parlar gözleri,
Tanrı, bize gönder gökyüzünün yaşlarını,
İstemeyiz daha güneşin yakmasını,
Tanrı, bize gönder çamuru, istemeyiz daha kuru toprağı.”
(Rukhadze, 2000, s.26)
Lazare uyanıp yeryüzüne yağmur yağdırır, sonra at arabasına binip
göğe yükselir. O sırada şimşekler çaktırarak bolca yağmur yağdırır. Yağmur
uzun sürerse, şarkı şu şekilde değişir:
“Aman, Lazare, Lazare!
Kov artık şu bulutları gökyüzünden,
İstemeyiz artık gök yaşlarını,
Tanrı, ver bize güneşin sıcaklığını,
İstemeyiz çamuru,
Tanrı, ver bize kuru toprağı.” (Rukhadze, 2000, s.26)
Sudan ALTUN- Tamar KHVEDELİANİ / KAÜSBED, 2019; 23; 1-14
4
O sırada ev sahibi biraz yemek, içecek, bol su alarak genç
şarkıcıların üzerine atar. Bunun ardından su sıçrama eylemi başlar.
Eğlendikten sonra toplanan yemekleri alarak bahçede sofralar kurarak
ziyafetler çekilir.
1.3. Çiakokona
“Çiakokona” diye adlandırılan bir halk oyunu hala varlığını devam
ettirmektedir. Söz konusu ayinle ilgili senede bir, kötü ruhları kovmak
amacıyla yapılır. Gelenek, Hristiyanlık öncesi ateşperesttik inanışlarıyla
ilişkilidir. (Rukhadze, 2000, s. 27)
Bilindiği gibi, ateşperesttik inancının baş tanrısı ateştir – Ahura
Mazda. Ona tapmak için bir insanın ateş aracılığıyla temizlenmesi
gerekmektedir. Ateşin üzerinde yürüyerek veya atlayarak insanın kötü
ruhlardan temizlendiği var sayılır çünkü ateş kutsal bir güçtür. Çiakokonoba
sırasında kuru yapraklarla odunlar tutuşturulur ve büyük bir ateş topu yapılır.
Böylece eğlenceler başlar ve gençler ateş üzerinden atlarlar.
Gürcistan’da buna benzer bir adet de şöyledir. Yeni doğan çocuğun
evine gelen misafirin ayaklarına yakan bir kâğıt atılır, misafir bu yanan
kâğıdın üzerinden geçer ve böylece eve gelmeden kaptığı kötü ruhları
dışarıda bırakır. Bütün dinlerde ateşin temizleme ve arındırma işlevi
bulunmaktadır. Bir varsayıma göre Ortaçağ Avrupa’sında Engizisyon
tarafından insanları ateşte yakma eyleminin işlevi de günahlı insanları
günahlarından arındırmaktır.
1.4. Berikaoba ve Keenoba
Gürcü toplumunun bilincinde birçok teatral eğlence-gösteri
korunmuştur ki bunlardan en belirgin ve popüler olanlar “Berikaoba” ve
“Keenoba”dır.
1.4.1. Berikaoba (Resim 1-2-3-4)
Berikaoba’nın önemi ve manası ile ilgili ilk bilgilere 19. yüzyılın
Gürcü gazetelerinde rastlanılmaktadır. Sonraki dönemlerde konu hakkında
kayda değer birçok araştırma da yapılmıştır. Söz konusu araştırmalar
arasında etnograf olan Culieta Ruhadze’nin “Gürcistan’da Halk Gösterileri”
adlı eseri, bilgi çeşitliliği açısından önemli bir yer teşkil etmektedir.
Araştırmacı, adı geçen çalışmasında Berikaoba geleneğinin manasını
tanımlayıp popülaritesinin nedenlerini araştırmaktadır. Çalışmada, geleneğin
Gürcistan’ın hangi bölgesinde ortaya çıkıp ne zaman düzenlendiği, ne tür
giysilerin kullanıldığı ve ne şekilde oynandığı gibi hususlar ayrıntılı bir
Sudan ALTUN- Tamar KHVEDELIANI / KAUJISS, 2019; 23; 1-14
5
şekilde incelenmektedir. Yıllar boyunca pek çok unsur değişerek daha
büyük bir ilgi çekmektedir. Nispeten enteresan olmayan unsurlar
unutulmuştur. Sabit olan tek şey insanların Tanrı’dan istedikleridir: güzel bir
hava ve bol bir hasattır. Bunları yaparken insanları eğlendirmek olayın diğer
bir amacıdır. Söz konusu olayın başlıca özelliği eğlenmek, dans etmek, şarkı
söylemek ve neşelenmektir. (Rukhadze, 2000, s. 35)
Gösterinin ana karakteri genç bir erkektir ki o neşeli, enerjik, akıllı,
esprili, zeki ve mizah anlayışı gelişmiş olan biri olmalıdır. Yüzü kömürlü,
başında boynuzları ve tüyleri, göğsünde ise küçük bir zil bulunmalıdır.
Başkarakter için özel bir kostüm dikilir. Kraliçe rolünü ise hoş görünüşlü
genç bir erkek canlandırır (söz konusu oyunda kadınlar rol almaz), kraliçe
güzel bir elbise giyerek kadın kılığına bürünür. Bunların dışında oyuna vaftiz
baba, kral ve kraliçenin adamları, papaz, Arap, İranlı, Lezgiler de rol
alırlardı. Lezgi, Kafkasya’da yaşayan bir milletin adıdır. Son üç karakter
düşmanlardır, onlar köyleri basıp insanları kaçıran; insanlardan zorla yiyecek
ve hayvanları alıp götüren karakterlerdir. Düşmanlar kraliçeyi bile
kaçırmaya teşebbüs ederler. Bütün bunlarla kastedilen amaç aslında şudur:
Gürcülerin bilincinde olumsuz olan her şey Araplarla, İranlılarla, Lezgilerle
– genel olarak Müslümanlarla özdeşleştirilmektedir. Tabii, Berikaoba sadece
bir halk oyunudur. Nitekim düşman büyük ve görkemli sarayları istila edip
kötü eylemlerde bulunmaktadır. Doğal olarak halk da onlardan intikam alma
düşüncesindedir ve bu tutumunu da eğlence esnasında gösterir. İnsanlar
dışında Berikaoba oyununda hayvanlar da yer alır: atlar, inekler, eşekler,
köpekler...
Gösteriden sonra Berikebi (oyun karakterleri) evlere giderek
bahçelerde dans etmeye, şarkı söylemeye, oynamaya başlarlar. Ev
sahiplerinden yiyecek-içecek, bazen de biraz para isterler. Ev sahibi de
oyuna katılır, Berikebi’yi kızdırmadan bir an önce hazırladıkları şeyleri
gelenlere sunarlar. Kimi zaman Berikebi ev sahipleri tarafından kendilerine
sunulan hediyeleri beğenmeyerek evlerini Arap’lar, İran’lılar ve Lezgiler
tarafından bastırılacağı haberini verirler, bundan sonra “cimri ev sahipleri”
evlerinin bahçelerinde yerde yuvarlanmaya başlarlar. Bu hareket bir hayli
istenmeyen bir işarettir. Ev sahipler Berikebi’ye daha değerli hediyeler
takdim ederek arayı düzeltmek isterler fakat bazı zamanlarda ise Berikebi ev
sahiplerden yumurta, tavuk, peynir, şarap gibi ihtiyaçlarını zorla alırlar. Bu
durumda, Gürcistan’a düşman olarak gelmiş birinin psikolojisi, onun doğası,
tutumu ve huyu gösterilmeye çalışılmaktadır. Ev sahibi ona yiyecek-içecek
verir, ama yabancı yine de her şey zorla almak ister. Böylece, oyunda gasp
etmenin imitasyonu yaratılır ki zaten düşmanın geliş gayesi de budur:
Sudan ALTUN- Tamar KHVEDELİANİ / KAÜSBED, 2019; 23; 1-14
6
fethedip yıkmak, yakmak, insanları esir almak, onlardan bütün mal
varlıklarını zorla gasp etmek, insanları kadın-erkek, genç-yaşlı demeden
öldürmek...
Bu gibi olaylar Gürcistan tarihi boyunca yaşanıla gelmiştir. Böylesi
olaylar insanlarda hüzün, dert ve gözyaşlarına sebep olmuştur. Yine de, halk
gösterileri esnasında insanlar ağlamaz, kimse yardım talep etmez. Aslında ne
Araplar ne de İranlılar insanlara gaddarlık edendir. İnsanlar sadece neşeli
şarkı söyleyerek dans ederler. Gülümseyerek oyuna katılan herkes bilir ki
bütün bunlar bir oyundur. Bu durumda Gürcüler Tanrı’ya küçük bir ülkenin
günlük hayatının ne kadar zor olduğunu göstermek isterler. Yaradan’dan
yardım isterler. Aynı zamanda yaşamak için gerekli olan ihtiyaçlarını da
Yaradan’dan talep ederler. Gürcü’ler, iyi bir hasadın, doğan erkek çocuğun
sayıca çokluğunun, onları onurla yetiştiren kadınlar ki bugün dünyaya gelen
ve yiğitçe yetiştirilen vatana karşı sevgi duygularıyla dolu, düşmana her
daim korku salan oğlanların, yarın artık bir savaşçı olacağını çok iyi
bilmektedirler.
Berikaoba oyunun en ilginç kısımlarından biri kral ve kraliçe’nin
düğünüdür. Damat geline pek çok hediye vaad eder, gelin gelecek kocasını
beğenip razı olur fakat o sırada gelini Arap, İranlı, Lezgi veya başka bir
düşman kaçırır. Düşman karakterin oyundaki yeri de bununla sınırlıdır.
Hemen yanında da gelin korumaları durur ve onlar kraliçeyi korurlar.
Düşmanlar ve korumalar arasında çatışma çıkar ve çatışma korumaların
galibiyeti ile sonuçlanır. Her şey olumlu bir son ile vuku bulur. Düğün
sırasında herkes eğlenir, ziyafetler çekilerek şaraplar içilir, oyunlar oynanır
ve dans edilir. Bu sahne ise mitolojik bağlamda bolluğu bereketi temsil eder.
(Kariçaşvili, 2010, s. 67)
Berikaoba oyununun vazgeçilmez unsurlarından biri de Berika’nın
ölümüdür. Berika’nın ölümüyle dul kalan kraliçe ağlar, feryat figan eyler
ancak beklenmedik bir anda Arap veya İranlı onu tekrar kaçırır. Bu sefer
korumaları onu kurtaramaz. O anda bir mucize gerçeklemelidir ve kadının
kocası devreye girmelidir. Ama o vefat etmiştir ve karısının namusunu
koruma görevi onu tekrar diriltir. Berika tekrar hayata gelir, mücadeleye
girişir ve kraliçeyi esirlikten kurtarır. Neden korumaları kraliçeye yardımcı
olamazlar veya ilkinde korudukları kraliçelerini ikinci defa neden
savunmazlar? Muhtemelen, sebebi şudur ki ilkinde düğün vardır; kraliçenin
resmi bir sahibi (kocası) yoktur ve onun için güvenliğini korumaları
sağlamaları gerekir. Evlendikten sonra ise kadını koruma kocasının bir
görevidir. Böylesi bir durumda koca ölse bile karısını koruma zorunluluğu
onu ölüyken bile diriltir ve koca görevini yerine getirtir. Söz konusu sahne;
Sudan ALTUN- Tamar KHVEDELIANI / KAUJISS, 2019; 23; 1-14
7
dans, şarkı, güreş, eğlence ve oyunlar eşliğinde kral-kraliçenin saraya geri
dönmeleri ile sonuçlanır.
Berikaoba bir hayli enteresan bir gösteridir. Geleneğin derin bir
anlamı vardır. En önemli noktası ise kralın (Berika) ölümü ve tekrar hayata
gelmesidir. Bu konta, doğuş-ölüm ve hayatın tekrar başlama konusu ile
ilişkili bir motif teşkil edilmektedir. Evrende her şey döner. Her varlık doğar,
büyür, yaşlanır ve ölür. Ölümden sonra o süreç devam eder. Ölüm, tekrar
hayata gelişini, canlandırılmayı da kendisi ile getirir. Doğanın kendisi
baharda yeniden doğar, Yazın büyür, sonbaharda yaşlanır ve son olarak kış
gelir, canlı varlıklar ölüm devresine girer. Her yer karla kaplanır, karın
altında ise yeni bir hayat ortaya çıkmaya başlar ki ilkbaharda her şey yeniden
canlanır, varlıklara hayat üflenir. Böylece, ölüm hayatın annesidir, tam da
ölüm hayatı varlığa getirir. (İstoriani, Gürcistan’da Berikaoba Geleneği,
2017/. 14 Ocak.)
Berikaoba oyununda kral, kraliçe, kraliçe korumaları, vaftiz babası
ve düşmanlar (Arap, Lezgi…) ve hayvanlar dışında başka karakterler de rol
almaktadır: arabulucu, çiftçi, bey, hakem, hekim, papaz ve diğerleri. Oyun
senaryosu önceden yazılır ve oyuncular rollerini tıpkı tiyatro oyuncuları gibi
sergilerler. İlginç olan bir diğer nokta ise oyunda aristokrat sınıfının
temsilcileri de rol alır, oyunun yapıldığı günlerde bütün imalathaneler, pazar
yerleri, kiliseler bile kapanır.
1.4.2. Keenoba (Resim 5-6-7)
Diğer bir halk gösterisi de Keenoba oyunudur. Keenoba oyunu
Berikaoba oyunuyla önemli ölçüde benzerlik gösterir. Keenoba,
Hrıstiyanlıkta var olan büyük oruç haftasının ilk cumartesi gününde
sergilenir. Şehir veya köy erkenden hazırlıklara başlar. Keeni ve onun
hizmetçileri seçilir. Özel kostümler dikilir. Önceki seneden kalma maskeleri
bulunarak kullanılır. Genel anlamda Keenoba maskeli bir tiyatro oyunudur.
Bunun dışında bayraklar, tahtadan yapılmış hançer-kılıçlar kullanılır. Halk,
özel olarak o gün için yiyecek-içecek hazırlar, hayvanlar satın alınıp kesilir,
hamur mamulleri bolca yapılır. (Rukhadze, 2010, s. 79)
Keeni karakteri büyük titizlikle seçilir. Karakter, mutlaka “şans
getiren” bir kimse olmalıdır. Şayet, geçilen yıl iyi bir hasat alınmamışsa, çok
sayıda çocuk doğmamışsa, insanlar mutlu değillerse; o halde Keeni şans
getiren birisi olarak sayılmaz ve onu başkasıyla yer değiştirirler. Keeni nasıl
biri olmalıdır sorusuna ise mutlaka uzun boylu, güçlü, yakışıklı ki o sene
bereketli bir sene geçmesi temenni edilir, memleketin çok askere ihtiyacı
olduğundan çok sayıda çocuk doğması gerektiğine inanılır. Keeni zeki ve
Sudan ALTUN- Tamar KHVEDELİANİ / KAÜSBED, 2019; 23; 1-14
8
mizah anlayışı güçlü bir karakterdir çünkü ülke nüfusu neşeli ve mutlu bir
şekilde yaşamayı ister; dert ve kederden, talihsizlikten uzak durmaya çalışır.
Keeni ne gibi elbiseler giymelidir? Başına çok uzun, keskin uçlu renkli bir
şapka takılır. Bazen bu kuş tüyleriyle süslenmiş bir papak olabilir. Çoğu
zaman Keeni kabaktan yapılmış bir şapka veya Fars başörtüsünü kullanır.
(Sikharulidze, 5. Sayı, bkz. http://astroblogi.com/)
Her iki oyunda da yüzlere maskeler takılır çünkü yukarıda da
belirttiğimiz gibi Berikaoba ve Keenoba oyunları teatral gösterileri teşkil
etmektedir. Karakterler keçi yününden veya mısır saçaklarından yapılmış
bıyıklar takarlar. İnanışlara göre böylesi bir bıyık bolluk bereket getirecektir.
Elbiseler keçi derisinden dikilir fakat bazı Keeni’ler Çoha’yı, bazılarsa
Karaçoheli elbiseleri giyerler. Boyunlarında Nazuki (Gürcü ballı ekmek),
herhangi hayvanın boynuzu ve o gün için özel olarak kesilen ve süslenmiş
horoz kafasını takılır.
Gürcistan’da koyunyünü/derisi ve ondan dikilen kıyafetler çok
meşhurdur. Yunanlıların Argonotlar mitinde genişçe yer verilmiştir. O
efsaneye göre Yunanlılar Gürcistan’a altın koyun derisini veya postunu
almak için gelmişlerdir. Altın post koyun derisindendir ve üzerine altını elde
etme kuralı yazılıdır. Bu bilgi büyük bir zenginliktir. Çünkü altını elde
etmeyi bilenler sonunda memleketlerine daima zenginlik ve güç
götürmektedirler. Kafkasya’da şöyle bir kural vardır: koyun postunu ağaca
veya sopaya asarak onunla köyü veya şehri gezmek. Argonotlar mitinde
anlatılan altın koyun postu da o dönemin Kolheti Devletinde mevcut olan bir
geleneğin yansımasıdır, Yunanlıların fantezilerinin bir ürünü değil.
Keeni kraliçesi ipekten dikilen mendili boynuna sarar, onun
korumaları ise hayvan derilerinden dikilen elbiseleri giyerler. Keenoba
gösterisinin yapıldığı günde halk merkezde bir yerde veya meydanda
toplanır. Daha sonra Keeni gelip elinde tahta kılıç veya şiş tutar. Şişe elma
veya soğan asılıdır. Keeni milleti dikkatle inceler. Kendisine bir gelin
aramaktadır. Bu unsur Keenoba’yı Berikaoba’dan farklı kılar çünkü
Berikaoba’da Berika’nın eşini bir erkek canlandırır. Keenoba’da ise kadınlar
da oyuna iştirak eder. Eş arama seçme esnasında Keeni kadınlarla flört
ederek kendi gelinini seçer. Kadın ona razı gelmez ve onun eşi olmayı
reddeder. O anda kavga patlak verir. Kavgada Keeni galip gelerek istediği
kadını eş olarak alır. Bunun yanı sıra toplanan ahali davul-zurna eşliğinde
eğlenir, dans edilip şarkılar söylenir. Oyuncular ellerinde büyük sepetler
tutarak evlere girerek ev sahiplerinden haraçvari vergi isterler. Ev sahipleri
gelecek misafirlere önceden hazırlamış oldukları peynir, kaymak, peynirli
pide, patatesli börek, kaliteli şarap, meyve, tatlılardan ikram ederler. Bütün
Sudan ALTUN- Tamar KHVEDELIANI / KAUJISS, 2019; 23; 1-14
9
bunları alınarak sepetlere konulur. Şayet Keeni tatmin olmuşsa, ev sahibine
hayır dua ederek ona dağları, ormanları ve ırmakları hediye eder. Bazı
cömert Keenileri ise yıldızları hatta ayı bile hediye ederler.
Eğer bir kimse haracını, vergisini tam olarak vermezse, Keeni
öfkelenir, çok kızar ve yere düşüp bağırmaya başlar. Beddular yağdırır: -
Size hasat gelmesin, daima hasta olunuz. Korkmuş ev sahibi de Keeni’ye
yalvarmaya başlar: - Lütfen, ayağa kalk, istediklerini vermeye hazırız. Nolur
bize beddua etme, bizim için kötü istekte bulunma. Bu konuşmayı halkın
gülmesi takip eder. Bazen Keeni kötü ev sahibini esir alır ve onun gözlerine
kömür sürerek gözlerinin oyulduğunu ifade etmek ister.
Yerde debelenmek veya yere sürülmek Gürcistan’ın bazı
bölgelerinde bolluğu temsil eden bir eylemdir. Örneğin, bağ bozumunda
köyün en kilolusu üzüm bahçesine girer ve yerlere sürülür ki inanışlarına
göre o sene bol ve bereketli bir hasat toplansın. (Memmedli, 2018)
Keenoba oyununda Arap karakteri de yer almaktadır. Karakter,
evlerden yiyecekleri çalan, milleti soyan biridir. Ocak borusundan uzun bir
sopa alarak kadınlardan sopaya peynirli börekler asmaları beklenir. Sonra
kadınlar: İmdat! Arap’lar bizden lokmamızı alıp götürdüler diye bağırmaya
ortalığı karıştırmaya başlarlar. Verilecek haracı hem zengin ve hem de fakir
herkes ödemek zorundadır. Ancak herkes kendi bütçesine göre hareket
etmelidir ki ondan da ona göre haraç talep edilir. Ardından, toplanan
yiyecek-içeceklerle ziyafet çekilir; toplanan paralar ise fakirlere, hastalara ve
yalnız kalanlara dağıtılır.
Bütün bu oyunların ardından yarışmalar düzenlenir. Çidaoba (güreş)
yarışması çok yaygındır. Yarışmaya ilk Keeni girer ve mutlaka güreşi
kaybeder. Ondan sonra ise gerçek yarışma başlar. Güreşi kazananlara
hediyeler verilir, kaybedenlerle ise dalga geçilir. Bazen, güreşten sonra
kavga çıkmaktadır. Bir oyun olduğundan her zaman tahta hançer ve kılıç
kullanılır gerçek silahları kullanmak büyük bir ayıp sayılır. Oyunun
sonunda Keeni karakteri nehre atılır.
Eğlence ve ziyafet gece boyu devam eder. Islanmış Keeni milleti
kutsayıp bereketli hasat olmasını diler. Ardından, Keeni ve onun eşi
şapkalarını suyla doldurarak milleti ıslatırlar. Muhtemelen, bu eylemin
anlamı da insanları kutsamaktır. Böyle yaparak Keeni şunu kasteder nasıl ki
suda sayısız damla varsa, siz de çoğalın ve Yaradan’ın lütfu daima sizden
yana olsun; mutlu günleriniz bitmesin, bolluk içinde yaşayın. İlginç olan
günümüzde de kiliselerde insanlara kutsal su serpilerek bolluk bereket ve
can sağlığı dilenir.
Sudan ALTUN- Tamar KHVEDELİANİ / KAÜSBED, 2019; 23; 1-14
10
Suyun bir başka anlamı vardır. Yerde debelenmek veya sürünmekle
Yaradan’dan bol yağmurlu hava istenir ve iyi bir hasat toplanır. Eğer köy
yakınında nehir yoksa Keeni karakterini büyük bir kovanın içine atarlar.
Soğuk havada ise Keeni’ye biraz su serperler ancak onu kızdırmaktan
çoğunlukla kaçınılır. Oyun boyunca Keeni ve eşi birbirine sarılıp herkese
ailede en önemli şeyin sevgi olduğunu gösterirler. Eğer bir ailede sevgi
yoksa bolluk ve bereketin de olmadığı var sayılır. Aileyi başarılı kılan tek
şey fertler arasındaki sevgi dolu muhabbettir. Keenoba oyunu bütün bir hafta
boyunca devam eder ve bittiğinde insanlar günlük hayatlarına geri dönerler.
Böylece, Gürcü halkı Keeni ve onun ordusu ile dalga geçerek
Gürcülerin bilincinde düşmanların açgözlü, yeteneksiz ve dar görüşlü
olmalarıyla özdeşleşir. Daha sonra Keeni karakteri Rus generalleri ve
askerlerini canlandırır. Ruslarla dalga geçmelerinin asıl nedeni ise Hristiyan
olan düşmanın Müslüman olandan iyi olmadığı, düşmanın hep düşman
olduğu gerçeğidir. Kimi zaman Keeni rolünde Rus generali yer alır. Rus
kıyafetleri giyinmiş ve millete gaddarca eziyet eden, tutukluları esir alıp
Sibirya’ya sürgün eden biridir. Tabii ki, millet de Rus askerinden nefret edip
onlarla dalga geçmektedir. Ruslarla dalga geçildiği düşünüldüğünden bu
oyun bir süre yasaklanmasına rağmen halkın severek devam ettirdiği
gelenekleri arasındadır. Ve her şeye rağmen bu halk oyunlarının bu denli
meşhur olmasının nedeni milletin çok ağır şartlar altında yaşarken adaletin
olmadığı bir memlekette en önemli ve değerli şeyin para olarak
görülmesidir. Para ise insana çok sayıda kötü işler yaptırmaktadır. Bunu
herkes görmektedir fakat kimsenin elinden bir şey gelmez, gelemez. Parasız
bir adamın sözüne kimse itibar etmez. İşte, senede bir kere, Keenoba oyunu
sırasında sıradan insanlar mevcut olan adaletsizliğe karşı sesini yükselterek
haksızlık yapanlarla dalga geçmektedirler. Gücünü paradan veya toprak
ağalığından alan derebeylerine bir nevi karşı çıkılmaktadır. Askerlerin asıl
görevi halkı koruyup kollamakken insanlara zulüm ederler, hâkimler adaleti
yerine getirmek yerine garibanları ezmektedirler. Bu oyunların amacı o
zamanki haksız yönetime başkaldırıdır. Bir haftalık gösterilerden sonra
insanlar negatif enerjilerinden kurtulur, sinirler yatışır, kendilerine güç
katarak iyi günlerin geleceğine inanılır. Bir hafta boyunca edinen olumlu
enerji insanları iyiye doğru yöneltir ve hayatlarını daha pozitif bir şekilde
yaşamalarını sağlar. Her şey bir şeye inanmakla başlar. Güzel günlerin
geleceği umutla ve hevesle beklenmektedir.
Berikaoba da Keenoba geleneklerin ilginç birer gösteri oyunları
olduklarını görmekteyiz ancak daha da ilginç olanı, birbirinden çok farklı
kültür ve mantalitesi bulunan ülkelerin birbirine benzer birtakım gelenekleri
Sudan ALTUN- Tamar KHVEDELIANI / KAUJISS, 2019; 23; 1-14
11
mevcuttur. Genel olarak, halk gösterileri çok eski zamanlardan beri
milletlerin kültürel ortamlarında önemli yer tutmaktadır. En başta bu gelenek
doğal olaylarla ilişkilendirilmektedir. Sonraları ise mitolijik içeriğini
kaybedip daha teatral bir şekil almaktadır.
2. BERİKAOBA, KEENOBA VE ORTA OYUNU (Resim 8-9)
İlginç olan diğer bir husus Türk kültürel ortamında “Orta Oyunu”
denilen Berikaoba ve Keenoba’ya benzer bir oyunun varlığıdır.
Ortaoyununda rol alan karakterler, izleyicilerin ortasında durarak yüzlerinde
maskelerle değişik hayvanların derilerini giyinmiş bir şekilde oyuna
başlarlar. Oyunda iki karakter vardır: Pişekâr ve Kavuklu. Söz konusu oyun,
kışın hüzünlü günlerini atlatmak ve düğünlerde misafirleri eğlendirmek için
tasarlanmıştır.
Orta Oyunu ile ilgili bilgiler ilk olarak 1071 yılına dayanır. Aynı
zamanda, oyuncuların okudukları metinler bile günümüze kadar
ulaşabilmiştir. Orta Oyunu karakterleri Sultanların hayatlarını ve sarayda
geçen olayları halka aktararak tiyatro gösterileri şeklinde düzenlenmektedir.
Berikebi gibi onlar da zengin kimselerle dalga geçmektedirler. (bkz.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Orta_oyunu)
Orta Oyunu ve Berikaoba arasındaki benzerlik ikisinin de ana
konusu olan gelini kaçırma ve onu kurtarma sahnesidir. Berikaoba’da gelini
Keeni kaçırır ve Berika’lar onu kurtarır; Orta Oyununda gelini Arap
kaçırmaktadır ve oyuna katılanlar onu kurtarmaya çalışır. Her iki oyun
geleneğinde de kız kaçırma bulunmaktadır. Gürcü realitesinde Arap’ların
düşman imajına dâhil edilmeleri doğal bir şey olarak görülse de Türklerde de
Araplara karşı pek olumlu duyguları sergilenmemektedir. Oyunda bütün
sahneler komik olup karakterler daima maskelidir.
Türkiye’de, Orta Oyunu kışın oynanmaktadır. Hayvancılık ve
tarımla ilişkilidir. Çünkü yerleşik hayata geçişten önce göçebe olarak
yaşayan Türk topluluklarının en temel uğraşı hayvancılıktır. Çobanlar, Mart
ayından başlayarak Ekim ayına kadar çok çalışır, kışın ise işleri azalınca boş
zamanını geçirmek çevresini eğlendirme amacıyla böylesi oyunlar
oluşturmuştur. O zamanlardan bugüne değişik adlarda ve formlarda devam
edegelmektedir. Berikaoba’da olduğu gibi Ortaoyunun oynandığı sırada
bütün köy sakinleri toplanır. Gösteri geceleri yapılır ve sahneyi ay
aydınlatmaktadır.
Türk tiyatro araştırmacısı olan Metin And’a göre, Ortaoyunu
sahneleyecek oyuncu halk içerisinde sultanın sarayından yayılmıştır.
Sudan ALTUN- Tamar KHVEDELİANİ / KAÜSBED, 2019; 23; 1-14
12
Bilindiği üzere, hükümdarların saraylarında her zaman şaklabanları mutlaka
vardı ki onların görevi hükümdarı eğlendirmektir. Aynı zamanda şakacılar
ve şaklabanlar hükümdarlara memlekette olup bitenleri güldürürken
düşündürmek isterlerdi. Bütün bunları şaka yoluyla aktarırlardı. Hem Orta
Oyunu hem de Berikaoba’da halka zulmeden, adaletsiz yöneten ve düşmanı
açığa çıkaran maskeli teatral oyunlardır. Orta Oyunu sahnede, Berikaoba ise
sokaklarda oynanır. Her ikisi arasında büyük bir fark bulunmamaktadır.
İçeriği ve sahnelenme amaçları aynı doğrultudadır.
3. SONUÇ
Gürcistan’da çok meşhur olan Berikaoba ve Keenoba oyunları
varlığını günümüzde de sürdürmektedir. Türkiye topraklarında var olan Orta
Oyunu ise bir başka halk gösterisidir. Bu tarz eğlencelerin amacı insanları
eğlendirirken o günün koşullarını ve ihtiyaçlarını bir nevi dile getirmektir.
Oyunlarda alay etme, dalga geçme, küçümseme, aşağılama gibi eylemler
kötü olsa da eğlenme, gülümseme, dans etme, paylaşma ve kaynaşma aslında
iyi duygulardır. Her iki toplumunda halk gösterilerinin birer unsurları olan
bu parçalar değerlerin toplamı olarak sergilenmektedir.
Eskiden insanı, doğa ve doğal olayları korkuturdu. İnsanoğlu
kendinden güçlü gördüğü bir yaratıcı keşfedip ondan yardım talep ederdi.
Böylece, ritüeller aracılığıyla ilkel insan Yaradan’a şükreder, bir takın istekte
bulunurdu. İnsan Yaradan’dan ne isteyebilir sorusuna en makul cevabın
muhtemelen geleceğe dair umut, yardım, korunma ve bolca bereket
olacağıdır. Eğer bütün bunları elde ederse insanoğlu da kendisini Yaradan’a
bolca ikramda bulunur. Son olarak diyebiliriz ki söz konusu iki komşu olan
Gürcü ve Türk halkının zulme ve haksızlığa karşı olan tutumlarını sergileyiş
tarzı çok benzerlik göstermektedir.
4. KAYNAKLAR
http://astroblogi.com/ http://qartuliazri.reportiori.ge/inside.php?menuid=67&id=21917
https://ichgeorgia.wordpress.com/2015/03/04/berikaoba/
https://www.google.ru
https://tr.wikipedia.org/wiki/Orta_oyunu
https://www.beyaztarih.com/resimlerle-tarih/detay/5-soruda-geleneksel-turk-
tiyatrosunun-onemli-kolu-orta-oyunu
https://www.edebiyatögretmeni.net/orta_oyunu.htm
Rukhadze, C. (2000). Gürcü halk gösterisi (Berikaoba-Keenoba). Tiflis,
Albayrak, N. (2007). Orta oyunu. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi,
İstanbul, 33. Sayı, 400-402 s.
Gaprindaşvili, M. (2015). Gürcü “berikaoba” ve Türk “orta oyunu”. Literatura Çais
Sudan ALTUN- Tamar KHVEDELIANI / KAUJISS, 2019; 23; 1-14
13
Tanhlebit, 06.04.15,
İçyar, C. (2011). Köy seyirlik oyunları, orta oyunu ve Commedia Dell’ Arte
oyunlarının ilişkilerinin incelenmesi. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Erzurum.
İstoriani, Gürcistan’da Berikaoba Geleneği. 2017/. 14 Ocak,
Kariçaşvili, L. (2010). Khalkhuri dğetsasaulebi halk gösterileri. 8 Mayıs Blog
Sayfası,
Konur, T. (1995). Orta Oyunu. Tiyatro Araştırmaları Dergisi, sayı.12.
Kırcı, N. (1994). Orta oyunu ve Karagöz ile dekonstrüktivizm üzerine bir inceleme.
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans
Tezi, Trabzon,
Memmedli, Ş. (2018). Gürcistan’da Türk edebiyatı (Başlangıç Dönemi). Fenomen
Yayınları, Türkiye,
Memmedli, Ş. & Goca, G. (2008). XII. yüzyıl Gürcü şairi Şota Rustaveli ve Nevruz
The 12th century Georgian poet Shota Rustavely and Nevruz. Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi Journal of the Institute of Social Sciences Sayı
Number 1, Bahar Spring 2008, 163-166 s.
Memmedova Gocaeva, G. & Memmedli, Ş. (2016). Borçalı'da Nevruz – Bahar –
Çınar bayramı Nevruz – Spring – Sycamore Day In Borchaly. TURAN-
SAM: TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi, TURAN-SAM Uluslararası
Bilimsel Hakemli Dergisi; ISSN: 1308-8041, e-ISSN: 1309-4033; Cilt:
8/KIŞ, Sayı: 29,
Menabdişvili, M. (2018). Ayıların oynaşması, deve oyunu... Gürcü soylu ve
köylülerin eğlence gelenekler. 03.05.18,
Nutku, Ö. (1970). Orta oyununda “yabancılaştırma” kavramı. Tiyatro Araştırmaları
Dergisi, sayı.1, ,
Sikharulidze, K. Kafkasiuri mitologia Kafkas mitolojisi. 5. Sayı.
5. EKLER
Resim 1. Berikaoba Resim 2. Berikaoba
Sudan ALTUN- Tamar KHVEDELİANİ / KAÜSBED, 2019; 23; 1-14
14
Resim 3. Berikaoba Resim 4. Berikaoba
Resim 5. Keenoba Resim 6. Keenoba Resim 7. Keenoba
Resim 8. Orta Oyunu Resim 9. Orta Oyunu
Top Related